Eski'nin Kokusu





  "70'lerin sonlarıydı, önce otobüse binip Kadıköy İskele Meydan'ına vardım,daha sonra da vapurun gelmesine daha yarım saat olduğu için kitapçıları gezmeye karar verdim. O zamanlarda, yere serilen bezlerin üstünde ikinci el kitaplar satılırdı.Vapur gelene kadar bütün ikinci el kitap tezgahlarını gezdim. Öyle severim ki eski yüzlü, yaşanmışlık kokan kitapları. Hani böyle kalın kalın kumaş kapakları olup, eserin ve yazarin ismi altın rengiyle yazılmış kitaplar olurdu, içini açtığınızda eski kokardı.İşte bu özelliklere sahip kitaplar,asıl klasik kitaplardır.Bu arada eski eşyaların kokusu nasıldır? Bilir misiniz? Naftalin, limon kolonyası ve tahta tozu kokusunun birleşimi olan bir kokudur. Bir tezgahtan "Vadideki Zambak" kitabını aldım. Yazarı Balzac olan bu kitap; Fransa'daki devrim sonrası toplumsal yaşamın bir kanıtı niteliğini taşır. Vapur'un geldiğini görür görmez hızlı adımlarla iskeleye doğru ilerledim. Vapur'a bindikten 15 dakika sonra Karaköy' e doğru hareket etmeye başladık. İş yerim, İstiklal Caddesi'de bulunuyordu. Her zaman vapurdan inince Karaköy'den  meydana doğru yürürdüm daha sonra da tramvaya binip dükkanın önünde inerdim. Bu sefer dükkana doğru yürümek istedim. Dükkanımız dedemden bize yadigar kalmıştı. Ufacık bir kumaş mağazasıydı. Her sabah sağlığım el verdikçe dükkanı ben açardım. Babam benden sonra gelirdi, orada tezgahtar olarak çalışırdım.  Dükkanın önü kalabalıktı.İlerde de beş tane parkalı genç ve de iki tane polis arabası vardı. Sanırım yine bir apartman katına baskın yapılmıştı. Parkalı gençlerin arasında tanıdık var mı diye yüzlerine bakmak için daha yakınlarına gittim. Aralarında liseden arkadaşım olan Salih'i farkettim. Salih her zamanki gibi yine dimdik  duruyordu ve kendine güveni tam bir şekilde başı yukardaydı. Polis arabasına bindirilirken "Salih!" diye bağırdım fakat beni duyana kadar arabaya çoktan bindirilmişti."

Yorumlar

Popüler Yayınlar