Zıtlıklar...




       Arnavut kaldırımında, İtalya'nın bilmediğim bir köşesinde yürüyorum, karşıma eski bir taş köprü çıkıyor.Şehrin merkeziyle bulunduğum yer arasından mesafe farkı fazla fakat bu köprüden karşıya doğru bakıldığında şehrin merkezi çok net olmasada gözüküyor. Daha sonra dinlenmek için bir cafe bulup hemen oraya oturuyorum. Aslında, içimdeki tarif edilemez huzursuzluğun nedenini kendime sorarken bir yandan da mekanın sempatik bir havası olduğunu düşünüp huzursuzluğumu bir kenara atmaya çalışıyorum. Gökyüzü'nün beraklığını izleyip, havanın mis gibi taze kokusu eşliğinde yudumladığım kahvemin tadını hissetmeye tam başlamışken yine içimi bir mutsuzluk kaplamıştı. Nedensiz huzursuzluğuma rağmen, unutmak istediklerime rağmen bir yandan da gayet güzel yaşamaya çalışıyordum. Her şeye rağmen yaşamaya çalışmakta de büyük bir güç gerektirir ve bu gerçekten kolay bir şey değildi. Bu hislerle bir hikaye, birkaç şarkı sözü ya da bir şiir yazılabilirdi. Nedensiz huzursuzlukla, tarif edilemez umudum  arasında yaşanılan iniş çıkışlar bir hikayeyi akıcı, bir şiiri şiddetli ya da şarkı sözlerini tutkulu kılabilirdi.Bir şeyleri üretebilmek için huzur ve huzursuzluğun bir arada yaşanması gerekir. Hayatın her evresinde zıtlıklar yaşarız anlamlı veya anlamsız ve bu zıtlıklar sayesinden akıcı, sıradışı,yaratıcı şeyler oluştururuz.Belki de içimizdeki huzursuzluğun nedeni umudumuzu kaybetme korkusudur. Kim bilir...

Yorumlar

Popüler Yayınlar