Edebi Stratejiler
Yazarlar, eserlerinde gerçek karakterlerden
yararlanabilirler fakat onların hayatlarını doğrudan ele alamazlar. Biraz
hayallerini biraz da sürrealist bakış açılarını katarlar. Romanların,
hikayelerin, şiirlerin edebi değeri bu şekilde artar ve günümüze kadar değerli
birer eser olarak kütüphanelerimizde yerlerini alırlar. Neden karakterler
olduğu gibi gerçek kimlikleri ve kişilikleriyle bir eserde yer almazlar? Çünkü
karakterler gerçekte çok karmaşık bir yapıya sahiptirler ve bu karmaşıklık
eserdeki olay örgüsüne engeldir.
Hikaye
anlatım çeşitlerine bakacak olursak. İki tarz hikaye çeşidi vardır. Bunlardan
biri uzun veya kısa bir olayı anlatır, diğeri ise içinde bulunulan durumu
anlatır. Bir olay uzunca anlatılabilir ve hatta birden fazla olaylar zinciri de
olabilir fakat bir durum uzun anlatılması için fazlasıyla tasvir veya
betimleme ihtiyacı duyar. Bu yüzden de fazla detay okuyucuyu sıkabilir ve
gerekli detaylarla okuyucuya anlatılmak istenen durum anlatılmalıdır. Dünya’da olay öyküsünün en iyi temsilcisi Guy
de Maupassant’tır. Durum öyküsünün dünyadaki en iyi temsilcisi ise Anton Çehov’dur.
Durum hikayelerinde önem verilen püf noktaları ise: diyaloglar, karakterlerin hissettikleri, düşündükleri ve verdikleri
tepkilerdir.
Hikaye için karakterin kim olduğu ve neler
yaptığı da önemli. Bununla ilgili bir örnek verilmesi gerekirse:Komşum Aysel
Abla'yı evinin önünü süpürürken görüyorum. Sabahları işe giderken selamını alıp
giderim. Akşamları ise ben işten dönüyorumdur ve camda kocasını beklerken görüp
selamını alıp evime girerim. Benim tanıdığım Aysel Abla bu kadardır. Belki
Aysel Abla'ya gerçek hayatını sorsam bir dolu hikaye çıkar. Peki bu hikayeleri
görmeden sadece duyduklarımla ne kadar gerçekliğini yansıtabilirim ki? Doğrudan
gerçek bir hikayeyi yansıtmak; kafamızdakini ya da kurgulanmış bir hikayeyi yansıtmaktan
çok daha zordur. Eserler üretilir, üretim için yaratıcılık gerekir ve
yaratıcılık için sabır ve zaman gerekir. Bir yazar, büyük bir sabırla roman ve
hikayesini ilmik ilmik dokuyorsa; o zaman vazgeçilmez bir eser ortaya çıkar.
Büyük uğraşlar sonucunda tadından bile yenmeyecek bir ürüne sahip olmak
muhteşem bir gurur olsa gerek. Ne demiş Tolstoy; "En güçlü iki savaşçı
sabır ve zamandır".
Yorumlar
Yorum Gönder