Film Analizi: Kış Uykusu (2014)

  



   Senarist ve yönetmen uyumu ve birbirilerinden haberdar olma durumunu bir önceki film analizinde belirtmiştim. Bir filmin senaristi ve yönetmeni aynı kişi olunca, kaliteli işler arka arkaya geliyor. Bunlardan en güzel örnek: Nuri Bilge Ceylan. Yakın zamanda vizyona giren " Ahlat Ağacı" filmininde yönetmeni olan Ceylan'ın 2014 yılında vizyona giren "Kış Uykusu" filmini geçen gün tekrar izledim. Aslında, senaryonun oluşum aşamasında eşi Ebru Ceylan'ın da katkısı olduğu için ortaklaşa bir iş çıkarmışlar dememiz daha doğru olur.  Uzun bir film olmasına rağmen durağan oluşuyla izleyiciye anlık sahneleri sindirmesine yardımcı olmuş. Oyuncu kadrosunda usta oyuncu Haluk Bilginer, Demet Akbağ ve Melisa Sözen gibi daha ismini yazamadığım birçok sanatçı var. Bir oyuncu olsaydım, iki saniye bile olsa Ceylan'nın filmlerinde görünmek için çabalardım. "Kış Uykusu" entellektüel bir adamın sıradan hayatını ele alan ve onun hayatındaki olayları sade bir üslupla sergileyen bir çalışma. İnsan ilişkilerinin olmazsa olmazı olan tartışmalar bile o kadar sofistike ki, açıkcası izlerken tartışmalar esnasında konuyla ilgili kendi fikrimi de söyleme isteği içimde doğdu. Özellikle Haluk Bilginer ve Demet Akbağın diaologları ve tartışmaları çok hoşuma gitti. Maalesef, doğada adalet yok ast-üst gibi vizyonlu ve vizyonsuz filmleri burada karşılaştırmak gibi bir niyetim yok fakat bir filmde münakaşaların fiziksel şiddet içermeden sözel olarak yapılmış olması ve bana farklı bilgileri sorgulama ihtiyacı hissetirmesi hoşuma gitti. Zeki Demir Kubuz, Yavuz Turgul, Semih Kaplanoğlu, Reha Erdem, Onur Ünlü gibi yönetmenlerin filmleri de sanat için yapılan özgün çalışmalar. Bu ülkede böyle adamlar olduğu için çok şanslıyız, izlemenizi tavsiye ederim, sevgiler!


Beğendiğim Tartışma Cümleleri: 

*Kırsal kentlerde yaşayan din adamlarının kaliteli giyinerek topluma örnek olmaları.
*Doğal afet gibi görünen yoksullukla mücadele edilebilmesi için tanrının bize verdiği akışı kullanmalıyız.
*Din medeniyet ve yüksek kültür mü?
*Kötülüğe karşı koymamak (belki suçu işleyen bu şekilde vicdan azabı çekip teslim olacak)
*Tiyatrocuların dizi oyuncusu olmamalarıyla övünmeleri ve  oyunculuğun dürüstlükten ibaret olduğunu savunmak.
*Yardımseverlik paylaşmaktır, günah çıkarmak değil.
*Gerçekçi olmak korkaklıktır, asalak olmaktır.
* Çatışmalar yaratıcılığı besliyor.
* Ya değerin temelini destekleyecek bir şey bulacaksın, ya da o değeri yaratacaksın. Yoksa sahte yaşamış oluyoruz.
*Vicdan, güçlüleri korkutmak için düşünülmüş, korkakların kullandığı sözcükten başka bir şey değildir.
*Aldanmak, yaptığımız her işte şaşmaz yazgısıdır hepimizin. Her sabah parlak işler tasarlar, gün boyu budalalık ederim.