Deniz Seviyesi







"Bazen deniz seviyesi, düşüncelere daldığın süreyle doğru orantılıdır"

   Sosyal medyada bir fotoğraf paylaştığım zaman alt kısmında anlamlı birkaç satır paylaşmak isterim. Biraz beni anlatan, biraz da fotoğraftaki detayları kapsayan... Kurgusal hikayeyle bütünlük sağlamak, hissetmek, farz etmek, öyle kabul görmek, duygularını yansıtmak, çağrışımları belirtmek bunların hepsi bir paylaşımın anlatmak istediği bütüne ait parçalardır. Ben de bu parçalardan yola çıkarak en son paylaştığım fotoğrafta deniz seviyesinden bahsetmek istedim. Bu yolculuk beni kısacık cümleden, buralara kadar getirdi. Düşüncelerde kaybolmak yerine, hislerimi yazarak anlamlı hale getirmek istedim.

   Deniz seviyesi, atmosfer ile deniz yüzeyinin birleştiği yüksekliktir. Kısaca açıklamak gerekirse; yer yüzündeki yüksekliklerden, deniz altındaki tüm derinliklerin tarif edilmesinde kabul görülen seviyedir. Yaşam ile ölüm, cennet ile cehennem, iyi ile kötü, güneş ile yağmur arasındaki zıtlıklar gibi birçok şeyi birleştiren bir güç vardır. Bence deniz seviyesine denk gelen tek şey: zihnimiz. Duygu durumumuz, yaşadıklarımız, travmalarımız, sevdiklerimiz, sevmediklerimiz, gördüklerimiz veya kurguladığımız birçok şeyin ana merkezi kişini kendi zihnidir. İmkansız gibi görünen birçok şeyi sabırla ve azimle gerçekleştiren de biziz. İçimizdeki güç bize destek oldukça ve biz de inandıkça bunu yönetmeye zihnimizle devam edebiliriz. Bir konu üzerine saatlerce, günlerce konuşabiliriz, tartışabiliriz ve hatta sürekli düşünebiliriz. Süreye göre deniz seviyesi de derinlik, anlam kazanır.

   Deniz kenarına gittiğinizde bir bank bulup oturun veya bank denizden uzak denizin kenarındaki kayalıklara oturacağım derseniz o da olur. Kulaklığınızı kulağınıza geçirin, sizi rahatlatan bir parça veya müzik açın. Sadece size güzel şeyler anımsatacak, size özel şeyler hatırlatacak hatıralara doğru bir yolculuğa çıkın. Şimdi denizin ortasındasınız diye düşünmeye başlayabilirsiniz. Belki de birçok zorlukla boğuşup o noktaya yüzerek gelmişiniz, bir vapurun veya kayığın içinde kıyıdan fazlasıyla uzakta olabilirsiniz ya da bir deniz fenerinde, küçük bir adada mahsur kalmışınızdır. Seçim tamamen size ait. İsterseniz yanınızda sevdiğiniz birkaç kişiyle veya sevdiğiniz biriyle birlikte ya da sadece tek başınıza da olabilirsiniz. Uzakta ufuk çizgisi, güneş batmaya yakın fakat hala etrafı aydınlatabiliyor. Belki de batmadan önceki son serzenişleridir. Burnunuzdan nefes alıp ağzınızdan bırakın. Hani öyle derin bir nefes alın ki geçmişte üzüldüğünüz küçücük meseleleri hatırlayıp, gülmeye başlayın. Aldığınız derin nefesin size hissettirdiği acı, geçmişten size bir gülücük olarak dönsün.

    Bunu birkaç kez denediğinizde düşünceler zincirine maruz kalacaksınız. Bir şey size başka bir şeyi hatırlatacak ve bu şekilde ufak bir detay sizi geleceğe yöneltecek. İşte düşünceler derinleştikçe, denizin seviyesi de değişir. Aslında düşüncelerin size hissettirdiklerine göre ya sizi derine çeker, ya da sizi yüzeye atmosfere doğru çıkarır. Saatler geçer, günler geçer, aylar geçer, mevsimler değişir... Aynı anı bir kez daha başka bir zamanda yaşamak isterseniz, farklı bir deniz seviyesiyle karşılaşırsınız. Farklı bir "ben" ve farklı bir zihin deniz kenarında düşüncelere dalmıştır. Döngü ve sürekli bir değişim içinde...


Yorumlar

Popüler Yayınlar