Bazen herkes Mario'dur...

Birine çok basit bir soru sorarsınız fakat size verilen cevap o sorunun cevabı değildir.Sonra kendinizi sorgularsınız,daha doğru cevabı veremeyen insanla işin nedir diye.Bu sefer çok eskiye gidersin ,onunla nasıl tanıştığını hatırlarsın.Dersin ki ;işte sıkıntı zaten en baştaymış.Sen baştaki sıkıntının farkında olmadan,asi bir hışımla akan akarsu gibi sürüklenmiş gidiyorsundur.Senin kafana 'dank' eden kilit kısım ise senin cevabını bildiğin sorunun,karşındakinin o sorunun ne demek olduğundan bihaber olması ve aynı soruya onun alakasız bir cevap vermesi her şeyin doğru gitmediğinin kanıtı niteliğindedir.Daha açık ve net olmak gerekirse, aynı yolun yolcusu değilsinizdir.Biri beyazın doğru olduğunu söylerken,diğerinin siyahın doğru olduğunu söylemesidir.Yani, kafa olarak iki zıt karakter olmanızdır.Genelde iki zıt karakter birbirini çekerken, bir konuda anlaşamama durumunda; aynı kafada olmamanızdan, büyük patlak veririr ve bu patlak hayatınızdaki yeni başlangıcınızın temelidir.Bu aşama sıkıntılıdır fakat bir süre sonra kendinizi yeni ve başka bir girdabın içinde bulursunuz.Hayat;engebeli bir arazidir,dalgalı bir denizdir,dengesiz bir havadır.Ani iniş ve çıkışları vardır sen tam olayı kavradım derken,'güm' diye yere toslarsın.Bu yüzden ;yarın öbür gün güm diye toslamamak için;insanları iyi tanı,gözlemle ve ona hakkettiği kadar değer ver.