Seyahat Felsefesi


  Hayalimdeki tatil, kimisine çok basit gelebilir kimisine de enteresan görünebilir. Ülke ülke gezen bir trene binip, yanıma da sırt çantası, müzik çalar, not defteri ve  afilli bir kalem alıp farklı dünyalara yol almak. Her ülkede ayrı bir hikaye yazıp  farklı insanların hayatına konuk olmak. Hiç tanımadığın bir ülkede hiç tanımadığın insanlarla beraber dilediğin kadar konuşmak, kimseye güvenme ihtiyacı hissetmeden sadece üç günlük insanlara tüm hayatını paylaşmak ve daha sonra bir daha asla yüzlerini görmemek üzere başka ülkeye doğru yola çıkmak. Tüm seyahat boyunca, dilediğince bir şeyler öğren ve dilediğince insanların hayatına güzel şeyler kat ama bunları sadece içinden geldiği için yap ve asla yaparken karşılık bekleme çünkü kimse hak ettiğin karşılığı sana vermez. Daha önce trende yolculuk etmedim veya bir karavanla yolculuk edip günlerce evden uzaklaşmadım ama daha önce yapmadım diye hayalini kurmama engel değil. Bazen yola yalnız çıkılması gerekir, yalnız yapılan yolculuklarda daha çok şey keşfedebiliyorsun veya daha çok şey öğrenebiliyorsun. Sadece çevreni keşfetmenden bahsetmiyorum, yapmış olduğun yolculuk esnasında ayrıca içsel yolculukta yaptığın için kendinle ilgili bilmediğin yönleri de keşfetme fırsatın oluyor. Diğer favori yolculuklarıma şöyle bir göz gezdirelim. Vapur yolcuğunda rüzgarın müptelasıyım. Saçımın rüzgarla savrulmasını ve hafif esen rüzgarın eşliğinde kitap okumanın getirdiği dayanılmaz mutlulukla karışık şımarıklığı başka hiçbir yolculukta görmedim. Uçak yolcuğunda ise cam kenarında oturup sadece gökyüzünü izleyip, bulutların dünyadan bağımsız  hayatlarına tanık etmek bile benim için büyük bir şanstır. Her yapılan seyahatin kendine özgü bir anlamı var ve bu anlam kişiden kişiye değişiyor. Bu yüzden de yapmış olduğunuz seyahatin felsefesi olduğunu subjektif bir değerlendirme sonucu söyleyebiliriz. Keyifli yolculuklar ve okumalar...

Yorumlar

Popüler Yayınlar