Uzaktan bütüne bakmak...

 Realite'den uzaklaşmaya başlayıp aklında yaşadıklarının tekrar tekrar canlanması, hislerini köreltiyor. Bilirsin ki yaşadıkların aklına gelenlerden daha çok canını acıtır. Yolda yürüdüğünde, aynaya baktığında, bir filmin bir sahnesini gördüğünde veya birinin bir kelimesinden anılar pıtır pıtır aklına düşer fakat eskisi gibi seni düşünce zincirlerine itmez çünkü alışıyorsun. Alışıyoruz... Aslında, bu durum güzel ama bu bir bağımlılığa dönüşüyor. Aynı antidepresen etkisi gibi, hissizlik ilk zamanlarda iyi geliyor, ruhun acımıyor, kalbin kırılmıyor, güzelce yoksayıp hayata devam ediyorsun ama insanlığını yitirmeye başladığını anladığın zaman; bazı şeylere geç kaldığını farketmeye başlıyorsun. Aslında, yapmak istediğin tek şey: kendini korumaktır. Kendin için yaptığın bu ufak şey, belki bir bencillik göstergesidir ama daha önce ne kadar canın yanmışsa, o kadar kendini geri çekmeye başlaman normal bir tepkidir. Bir resim sergisinde, uzaktan bütüne bakıp eserlerin soyutluğuna katılmak gibi... Kendine ayırdığın sürenin uzunluğu da sana bağlı!!

Yorumlar

Popüler Yayınlar